Kahramanımız Adem Yunus 45 yaşında (Fikret Kuşkan), zengin, kendine ait hukuk bürosu olan ünlü bir avukattır. Adem'in büyük bir aşkla evlendiği, bir kızının dünyaya geldiği evliliği, erkek içgüdülerine direnemediği için bitmiştir. Karısını çok sevdiği ve evliliğinde hiçbir sorun olmadığı halde neden içgüdülerine teslim olduğunu araştırmaya başlar. Adem'e göre; erkekler daha çok üreme içgüdüsüyle hareket ettikleri ve kadınlar da doğaları gereği en güçlü erkeği seçtikleri için erkekler güç, kariyer ve statü sahibi olmalıdır. Yalnız sorunda burada başlamaktadır. Çünkü erkekler güçlendikçe çevrelerinde ona ilgi duyan kadın sayısı bir hayli artmaktadır.
Erkek olarak doğduğu günden itibaren, hatta spermken bile bir güç yarışı içinde olduklarını söyleyen Adem evliliği bittiği için bunalıma girer... Mesleğinde çok başarılı ve sıradışı bir psikiyatr olan Nazım (Ali Poyrazoğlu), kendine has tarzı ile Adem ile iletişim kurmayı başarır. Adem ve Nazım arasında zamanla dostluğa dönüşecek olan tedavi süreci başlar. Urfa'lı bir ailenin çocuğu olan Adem, Nazım'a, hemen hemen bütün erkeklerin benzerini yaşadığı kırk yıllık hayatını anlatmaya başlar. Nazım'da Adem'e bir erkek olarak kendi hayatından ve yaşadıklarından örnekler verir. Mazbut bir hayatı olan Nazım'ın liseye giden bir kızı vardır. Adem'in anlattıklarından etkilenen Nazım'ın, karısı ve kızı ile olan ilişkisi değişecektir. Karısı (Asuman Dabak) ile tek düze olan hayatları oldukça renkli ve hareketli bir hal alır... Nazım Adem'i iyileştirirken bir anlamda Adem de Nazım'ı iyileştirmektedir. Bu sürecin sonunda Adem, erkeğin gerçek mutluluğunun ve en büyük gücünün para, pul, statü, saygınlık gibi manasız dünyevi şeyler değil aşk ve sadakat olduğunu keşfeder.