PuCCa dört yılını geçirdiği Ankara'dan, o dört yılı birlikte geçirdiği erkek arkadaşını kaybederek İzmir'e ailesinin yanına döner. Çok ama çok mutsuzdur, dünyanın sonunun geldiğini düşünür. Aşk acısının en sert hallerini yaşar. Evine, içine kapanır; hüzünlü ayrılık şarkıları dinler; gözü telefonda tekrar arayıp "barışalım" demesini bekler. Bu arada ne bulursa yer tabi, bunalımdadır. Bu sırada ailesinin de baskısıyla İzmir'deki bir yerel TV kanalına iş görüşmesine gider; hiç istemeyerek hem de. Ama işte o gün olanlar olur. "Pekmez" lakabını taktığı o yakışıklıyla karşılaşır. Anlamıştır dünyanın sonunun gelmediğini. "Pekmez"le evlenmelidir mutlaka. Ama nasıl olacaktır o koca basenleriyle? Üstelik "Bayan Kaltak" gibi son derece zorlu bir rakip varken...