Bir zamanlar Anadolu’nun kırsal kesimlerinde düğünlerde insanlara hikayeler anlatarak hayatını kazanan Arife ve aynı ortamlarda dans ederek insanları eğlendiren kocası köçek Civan, çağırıldıkları bir düğüne yetişmek üzere dağlık arazide yürürlerken Civan aniden kalp krizi geçirir. Bir mağarada kocasının ölümüne tanıklık eden Arife, sürekli anlattığı hikâyelerdeki 3 eşkıyanın mağaraya gelişiyle çaresiz kalır ve mağarada saklanır. 3 eşkıya Civan’ın ölü bedenini görürler. Aniden Arife’nin ortaya çıkışıyla tedirgin olan eşkıyalar Arife’yi öldürmek için silah çekerler. Ancak Arife, hitabeti ve sıra dışı konuşma tarzıyla 3 eşkıyanın hayatını gizemli ve dramatik bir üslupla anlatmaya başlayınca eşkıyalar silahlarını indirirler ve Arife’nin hikâyelerini merakla sabaha dek dinlerler. Eşkıyaların acıları, dertleri ve sırları tamamen ortaya çıkmıştır. Artık eşkıyalar bir karar vereceklerdir. Ya Arife’yi öldürerek kendi sırlarını Arife’yle beraber gömecekler ya da tövbe edip yaşadıkları diyarı terk edeceklerdir...